Tavuk Eti, Sağlık ve Kanser Konusunda Gerçekler

 

Prof. Dr. Taner Demirer

Türkiye Bilimler Akademisi, TÜBA, Türkiye

 

 

Türkiye’de kanser sıklığı Dünya ve Dünyanın gelişmekte olan ülkeleriyle benzerlikler göstermektedir. Türkiye’de yaşa göre standardize edilmiş kanser hızı erkeklerde 269,7, kadınlarda ise 173,3’dür (100.000 kişide). Ülkemizde her yıl yaklaşık 98 bin erkek ve 63 bin kadın kansere yakalanmaktadır. 70.000 insanımız her yıl kanserden hayatını kaybetmektedir. Erkeklerde en sık görülen kanserler akciğer ve prostat iken, tütüne bağlı kanserler erkeklerde önemini korumaya devam etmektedir.

Bu arada kanserin erken teşhisi, tanısı, tedavisi ve hasta bakımı maliyetleri ülkelerin ekonomilerini sarsıyor. Dünya da kanser için her yıl 1 trilyon dolar harcanıyor. 

Türkiye de her yıl kanser için 3 milyar dolar harcanıyor. 2030 da Türkiye kanser için her yıl 9 milyar dolar harcayacak.

Diyet-kanser ilişkisi çalışmalarından net sonuçlar çıkarmak zordur, çünkü:

  • Bir diyette binlerce kimyasal madde vardır.
  • Diyette, kanser başlatıcı, kanser gelişimini uyarıcı ve koruyucu faktörler bulunabilir
  • Diyetteki bir parametreyi değiştirmek her şeyi değiştirebilir ve diğer faktörlerin yorumlanmasını güçleştirebilir
  • Kanserlerin çoğunda uzun bir latent dönem vardır. Tanı sırasındaki diyet alışkanlığı ile kanser başlangıcı ve gelişmesi dönemindeki farklılıklar olabilir. 

Obezite bugün ülkemizde çok önemli bir problem olup vatandaşlarımızın yaklaşık %32 si obezdir. Vücut kitle indeksi (VKİ) ≥40kg/m2 olan grupta tüm kanserlerden ölüm oranı erkeklerde %52, kadınlarda %62 daha fazla olarak bulunmuştur. Gıda ve kanser konusu bugün bütün dünyada en çok suistimal edilen konulardandır. Bu konuda basın ve medyada yanlış bilgilendirmeler çok yaygındır. Şarlatanların en çok sevdiği konudur.

Konunun spektrumu günlük beslenme ve aktivitelerden, bitkisel ürünlere ve alternatif ya da tamamlayıcı tedavilere kadar gitmektedir. Bugün kanser hastalarının yaklaşık %40 ı onkoloğunu bilgilendirmeden kemoterapiye ilaveten alternatif ya da tamamlayıcı tedaviler almaktadırlar. Alternatif ve tamamlayıcı ürünlerin ekonomik boyutu ve kapsamı hızla artmış ve bu alanda dünyada yeni bir sektör ortaya çıkmıştır.

Beyaz Et Tüketimi ve Kanser

Beyaz et (tavuk, hindi vs.) tüketimi ve kanser insidensi birçok epidemiyolojik çalışmalarda değerlendirilmiştir. Çoğu çalışma fazla beyaz et tüketimi ile kanser riski arasında bir ilişki ortaya koyamamıştır. Bazı epidemiyolojik çalışmalar (case-control veya cohort) özellikle adolesan dönemde fazla beyaz et tüketimi (4-5 porsiyon) ile tiroid kanserlerinin artışı arasında pozitif bir korrelasyon olduğunu göstermiştir.  

Birçok prospektif kohort ve case-control çalışmaların meta analizlerinde fazla beyaz et tüketimi ile mesane, meme, kolorektal, rahim, yemek borusu, akciğer, yumurtalık, pankreas, prostat, böbrek kanserleri ve lenfoma arasında bir korrelasyon gösterilememiştir.  1294 stabil yüksek dereceli prostat kanserli hastada aşırı beyaz et tüketimi prostat kanserinin ilerlemesine yol açmıştır, HR 2.26 ve p = 0.03).

23 case-control ve 11 cohort çalışmasında sigara faktörü dikkate alınarak yapılan analizlerde fazla beyaz et tüketimi ile akciğer kanseri gelişmesi arasında ters bir orantı olduğunu ortaya koymuştur.  532 pankreas kanserli hasta ve 1701 kişilik kontrol grubunun uzun süreli takibinde beyaz et tüketimi ile pankreas kanseri gelişmesi arasında ters bir korrelasyon olduğunu ortaya koymuştur.  12 cohort ve 15 case control çalışması olmak üzere toplam 27 çalışmada 23,703 prostat kanserli ve 469,986 sağlıklı birey uzun yıllar takip ile değerlendirilmiştir. Bu çalışmalar üzerinde yapılan meta-analizler batı ülkeleri, Asya ve Güney Amerika olmak üzere 3 grup üzerinde yapılmıştır. Bu meta-analiz az ve fazla beyaz et tüketimi ile prostat kanseri riski arasında bir ilişki gösterememiştir, (P 0.7).

Genel analiz bu 3 bölgede de fazla beyaz et tüketimi ile prostat kanseri riski arasında bir korrelasyon gösterememiştir. 

Meşhur Nurses Health Çalışmasına 90 bin pre-menopozal kadın katılmış, özellikle premenopozal dönemde protein kaynağı kırmızı et yerine beyaz et veya beyaz et + baklagil olarak değiştirilmiş, oldukça uzun takipli ve güçlü bir çalışmadır.

Bu çalışmada Beyaz et veya beyaz et + baklagil tüketenlerde meme kanserinin daha az görüldüğü bildirilmiştir.

Kırmızı Et ve Kanser

Fazla kırmızı et tüketiminin neden kanser riskini artırdığı konusu tartışmalıdır. Kırmızı et tüketimi ile birlikte alınan fazla kalori ve artmış yağ tüketimi ve bunun sonucu oluşan obezite etyoloji de suçlanmıştır. Bir diğer faktör ise heme demiri, demirin kas ve kaslarda bulunan formu olup sebze ve tahıllarda bulunan demire göre daha kolay absorbe edilmektedir. Kırmızı ette bulunan heme demiri pro-oksidan olup oksidatif stresi (inflamasyon) arttırmakta ve DNA hasarına yol açmaktadır, bunun sonucunda hücrede serbest hidroksi radikalleri artmaktadır. Spesifik olarak heme demiri metabolik sendrom, CAD, stroke, ateroskleroz, DM, Alzheimer, Parkinson ve kanser etyolojisi ile bağlantılı olduğu bildirilmiştir.

Ancak önem ile vurgulamak gerekir ki Türkiye de kırmızı et tüketimi sağlıklı bireylerde kanser riski oluşturmaktan uzak olup kişi başına düşen kırmızı et tüketimi sadece 25 Kg dolayındadır ve bu miktar her yıl azalmaktadır.  ABD de kişi başına düşen yıllık kırmızı et tüketimi yaklaşık 125-130 Kg dolayındadır.

Bu nedenle kanser riski gündeme getirilerek vatandaşlarımızın böyle değerli bir besinden alıkonulması çok yanlıştır. Özellikle kalın barsak, meme veya rahim kanseri teşhisi olan hastaların haftada sadece bir öğün kırmızı et tüketimine müsaade ediyoruz.

Niçin Beyaz Et Tüketimi Kanser Yapmaz?

Kırmızı ette fazla bulunan heme demiri hücre içerisinde kanserojen bir madde olan N-nitroso formlarının oluşmasına neden olmaktadır. Beyaz ette heme demiri içeriği kırmızı ete göre çok düşüktür.  Epidemiyolojik çalışmalar gösterdi ki doymamış yağlar kanser riskini azaltırken doymuş yağlar bu riski arttırmaktadır. Kırmızı etin tersine beyaz ette doymamış yağlar doymuş yağlardan daha fazladır. Beyaz eti fazla tüketenler kırmızı et tüketicilerine göre genelde daha dengeli beslenen ve daha sağlıklı yaşam biçimini benimsemiş bireylerdir.  Et (beyaz ve kırmızı) tüketimi ile kanser riski arasındaki ilişkiyi inceleyen 19 çalışma bu meta-analize alınmıştır. 19 makalenin hepsinde de beyaz et tüketimi ve kanser riski incelenmiştir. Bu meta-analiz de fazla beyaz et tüketimi ile kalın barsak kanseri arasında bir korrelasyon gösterilememiş hatta fazla beyaz et tüketiminin rektal kanser riskini azalttığı gösterilmiştir.  Yine 2005 yılında yayınlanan EPIC çalışması da(J Natl Cancer Inst) fazla beyaz et tüketiminin kalın barsak ve rektum kanserlerinin riskini azalttığını göstermiştir.                                                 

Sağlıklı Diyet Nasıl Olmalıdır?

  • Kırmızı et  (özellikle uygun şekilde pişirilmiş olmasına dikkat ederek) ve hayvansal yağları az tüketilmelidir.
  • Sosis, salam ve tütsülenmiş et ve et ürünlerinden uzak durulmalıdır.
  • Günde hiç olmazsa 1-2 porsiyon çiğ ya da az pişmiş meyve-sebze tüketilmelidir.
  • Lifli gıdaları bol bol tüketilmelidir.
  • Balık tüketimini arttırılmalıdır (kirli su havuzları ve çevre kirliliğinin olduğu deniz kıyılarında yetiştirilmemiş olması koşuluyla)
  • Tuz ve tuzlu yiyecekleri az tüketilmelidir
  • Şeker ve şekerli yiyecekleri az tüketilmelidir.
  • Tam tahıl ürünlerini, kahverengi pirinç vb. ürünleri tercih edilmelidir.
  • Kızartmalardan mümkün olduğu kadar uzak durulmalı, kızartma yapılacaksa bitkisel yağlar veya zeytin yağını tercih edilmelidir. Tereyağı kızartmada kullanılmalıdır.
  • Alkollü içeceklerden uzak durulmalı ya da tüketimi azaltılmalıdır.
  • Hepsinden önemlisi beyaz et (Tavuk, hindi vs.) tüketilmelidir.  

Gıda-Beslenme ve Kanser

Özellikle kırmızı etin kanser riskini arttırdığına ilişkin çok sayıda epidemiyolojik çalışma bulunmaktadır. Fazla kırmızı et tüketilmesi ile kolon, meme ve prostat kanseri sıklığının arttığını gösteren çalışmalar var.  Ancak kırmızı et tüketimi, tüketimin azlığı nedeni ile ülkemiz açısından bir risk oluşturmamaktadır. Epidemiyolojik çalışmalar diyetteki yağ miktarı ile kolon, meme ve endometriyum kanserleri arasında güçlü bir ilişki ortaya koymaktadır.

Yapılan çoğu epidemiyolojik çalışma fazla beyaz et tüketiminin çoğu kanserlerin riskini azalttığını ortaya koymuştur. Fazla beyaz et tüketimi kanser riskini arttırmamaktadır.

Bazı çalışmalar özellikle adolesan dönemde fazla beyaz et tüketiminin tiroid kanserlerinin insidensini arttırabileceğini gösterse de bu ancak günde 3-4 porsiyon gibi yüksek oranda tüketim ile mümkün olabilmektedir. Fazla beyaz et tüketimi prostat kanseri riskini arttırmamakta ancak varsa kanserin progrese olmasına yol açabilmektedir. 

Obeziteden korunma ve alkol tüketiminin azaltılması dışında diyetin kanser riskini azalttığını gösteren spesifik bir kanıt bulunmamaktadır. Özellikle belirtmek gerekirse yenildiği veya içildiği takdirde kanseri önlediği ya da tedavi ettiği gösterilen hiçbir gıda maddesi yoktur. Egzersiz, sağlıklı beslenme, stres azaltma, sigara, alkol ve diğer zararlı maddelerden kaçınma, enfeksiyonların önlenmesi (örneğin HPV ve HBV aşıları) ve erken tanı için yapılacak kanser taramaları kanserin önlenmesi için en önemli ve etkili yöntemlerdir.

Yazar

Prof. Dr. Taner Demirer