Tavuk Eti Neden Önemli ve Değerli?
Piliç eti "sağlığa yararlı" olduğu kadar; başka bazı protein kaynaklarına göre, "düşük maliyetli" de olduğu için, "doğru beslenme"de önemli ve stratejik bir besin kaynağı. Türkiye'nin genç nüfus yapısına sahip olduğu dikkate alındığında, bu stratejik önem daha da değer kazanıyor.
- Bedensel ve zihinsel gelişim, sağlıklı ve dengeli beslenme için tüketilmesi gereken hayvansal protein kaynaklarının en önemlilerinden biri de tavuk eti...
- Tavuk eti proteinleri, insan beslenmesinde gerekli olan tüm amino asitleri yeteri miktarda içermektedir.
- Kolesterol seviyesinin, tavuk etinden zengin beslenme düzeninde düşük olduğu ve buna bağlı olarak da "damar sertliği" riskinin azaldığı saptanmıştır. Çünkü, tavuk etindeki doymamış yağ asitleri oranı, kırmızı ete göre daha yüksektir.
- Sodyum içeriğinin çok düşük olması, tavuk etini düşük sodyumlu diyetlere son derece uygun bir besin kaynağı durumuna getiriyor.
- B2, B6, B12 gibi sinir sistemini besleyen ve destekleyen vitaminler yönünden de zengin bir besin kaynağı olarak biliniyor tavuk eti.
- Sindirimi kolay: Liflerinin kısa olması nedeniyle tavuk eti, sindirim sorunu olan kişilere tavsiye edilen bir protein kaynağı.
- Yüksek düzeyde biyolojik değere sahip olan tavuk eti; bütün bu özellikleri nedeniyle; gastrit, ülser, spastik kolon, kalp ve damar hastalıkları gibi birçok sağlık sorununu aşmayı hedefleyen diyetlerde yer alıyor.
- Çocuk, yaşlı ve hasta tedavisinde, tavuk eti tüketilmesi, örneğin tavuk suyuna çorba verilmesi özellikle tavsiye ediliyor.
Hem sağlıklı hem de ekonomik. Sağlıklı beslenmenin temel taşlarından biri olan hayvansal protein ihtiyacını karşılamada, kanatlı eti, ekonomik olması nedeniyle de dikkate değer bir konuma sahip.
Başka bir anlatımla, piliç eti "sağlığa yararlı" olduğu kadar; başka bazı protein kaynaklarına göre, "düşük maliyetli" de olduğu için, doğru beslenmede önemli ve stratejik bir besin kaynağı. Türkiye'nin genç nüfus yapısına sahip olduğu dikkate alındığında bu stratejik önem daha da değer kazanıyor.
Tüm bu veriler üst üste konduğunda, Türkiye'de piliç tüketimin artması gerektiği açıktır.
Sağlıklı Yaşam İçin Optimal Beslenme Gereklidir.
Sağlıklı, mutlu ve başarılı insanlardan oluşan huzurlu bir toplum için insanların kaliteli ve dengeli beslenmelerinin sağlanması ve böylece yüksek beyin gücüne sahip kılınmaları gerekmektedir. Beslenme; insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir. Anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. Bireylerin doğru beslenme alışkanlığı kazanarak yeterli ve dengeli beslenmesi, büyüme ve gelişimini tamamlamasına, hastalıklardan korunmasına ve kaliteli bir yaşam sürmesine yardımcı olduğu gibi, toplumda şişmanlık (obezite), kalp-damar hastalıkları, diyabet, kanser ve benzeri hastalıkların görülme riskinin azalmasında, ayrıca beslenme bozukluğu (malnütrisyon), vitamin-mineral yetersizliği ve benzeri beslenme ile ilgili sağlık sorunlarının en aza indirgenmesinde de büyük önem taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), diyetin sağlığı belirleyen birçok faktör arasında en önemlilerinden biri olmakla birlikte, beslenme kurallarının kurulması işinin hiç de kolay bir iş olmadığını belirtmektedir. Bunda farklı nüfus gruplarının, farklı yaşam tarzlarına sahip olası ve farklı diyetlerinin bulunması etkili olduğu, ayrıca, sadece yenen yemek değil, hazırlama şekilleri ve tüketim kalıplarının/alışkanlıklarının beslenme durumunu etkilediği belirtilmektedir. Yakın zamanda, “optimal besin alımı” kavramı gelişmiştir ve hem bilim insanlarını hem benzer şekilde halk arasında yankı bulmuştur. Türk Dil Kurumu Sözlüğünde “en uygun” anlamında olan “Optimal”in ne olduğu sorusuna genellikle önerilen cevap; diyetin veya spesifik besinlerin geliştirilmiş fiziksel ve mental performans için veya daha uzun ve sağlıklı yaşam için temel oluşturduğudur. Bu kavram çok geniş kapsamlıdır. Tercih edilen yaklaşım spesifik bir besinin veya verilen gıdanın alınmasıyla ilişkili faaliyeti açık olarak tanımlamaya yöneliktir. Seçilmiş faaliyetin ölümle veya hastalığı önlemeyle ilişkili olması gerekir. Optimal beslenmede; “minumum (en alt düzeyde) hastalık riski, maksimum (en üst düzeyde) iyi hal/sağlık “dolayısıyla “maksimum sağlıklı yaşam” hedeflenmektedir. Epidemiyolojik ve klinik araştırmalardan sağlanan veriler diyetle ilintili kronik hastalıkların oluşumunda optimal beslenme ve yaşam biçiminin etkili olduğunu göstermektedir. Optimal beslenmek için; çeşitli besinleri tüketmek, boya uygun beden ağırlığını korumak, daha az yağ ve daha az doymuş yağ tüketmek, günlük kolesterol alımını azaltmak, diyette tam tahıl ürünleri, kuru baklagiller, sebze-meyve tüketimini artırıp, şeker tüketimini azaltmak, günlük tuz ve sodyum tüketiminde aşırıya kaçmamak, sıvı tüketimini artırmak, sigara içmemek, alkol tüketmemek, tüketiliyorsa miktarını azaltılmak, aktif yaşam şekli yaşam kalitesini artırdığı için fiziksel aktiviteyi artırmak gerekmektedir.
"Optimal beslenme önerilerinde tavuk etinin önemli bir yeri vardır."
Tavuk eti; besin öğeleri açısından değerlendirildiğinde genel olarak kırmızı etten daha düşük enerji sağladığı, daha düşük yağ, daha düşük doymuş yağ ve kolesterol içerdiği görülmektedir. Ayrıca tavuk etinin proteini iyi kaliteli protein kaynağı olarak nitelendirilir. Vitamin B2, niasin, vitamin B6 ve vitamin B12 bakımından da iyi bir kaynaktır.
Optimal beslenme, yaşamın her döneminde sağlığın temelini oluşturur. Beslenme bilimindeki son gelişmeler diyetin sadece optimal sağlığın oluşumu ve gelişiminde değil, dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve diyete bağlı kardiyovasküler hastalıklar, kanser, tip 2 diyabet, osteoporoz gibi kronik hastalık riskini azaltmada da potansiyel bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.
Günümüzde özellikle aterosklerozdan (damar sertliği) korunmak, gelişimini durdurmak, tıbbi ve cerrahi tedavinin etkinliğini artırmak ve hastalığın tekrarını önlemek için yağ, doymuş yağ, kolesterol tüketimini azaltmak, tam yağlı süt, yoğurt ve peynir ile kırmızı et ve ürünleri, derili tavuk eti ve sakatatları diyette sınırlamak, tam yağlı süt ürünleri yerine, yağı azaltılmış veya yağsız süt ürünlerini, yağlı etler yerine yağsız ya da yağı az olanları tercih etmek, bu nedenle özellikle kırmızı et yerine yağı ve doymuş yağı az derisiz tavuk, hindi etlerini ve her türlü balık eti tüketmek gerekir. Derisiz tavuk etini her yaş grubu önerilen düzeylerde tüketebilir. Tavuk eti; et, yumurta, kurubaklagiller grubu içerisinde değerlendirilmektedir. Bu grup için günlük tüketilmesi önerilen miktar yetişkin, genç, çocuklar için 2 porsiyon, gebe ve emzikli kadınlar için 3 porsiyondur.
"Sağlıklı Yemek Tabağı"
Sağlıklı beslenmenin en önemli gereklerinden biri de yeterince protein almaktır. Beslenme uzmanları protein kaynaklarının çeşitli olmasına özen gösterilmesini önermekte ve bu yönde, kümes hayvanları etleri, balık ve yumurtanın kırmızı etten daha sağlıklı olduğuna ve kümes hayvanlarının etindeki proteinin biyoyararlanım açısından daha yüksek değerlere sahip olduğuna dikkat çekmektedirler. Çeşitli kurumlar tarafında hazırlanmış olan Sağlıklı Yemek Tabağında sağlıklı protein tüketimine ayrıca işaret edilmektedir.
Bu kapsamda hazırlanmış olan şekillerde, Harvard Halk Sağlığı Okulu ve Harvard Tıp Okulu’nun ortaklaşa hazırladığı Sağlıklı Yemek Tabağında, tavuk eti sağlıklı protein kaynağı olarak tanımlanmaktadır.
Sağlıklı Yemek Tabağında “Balık, kanatlı eti, fasülye, sert kabuklu meyvelerden (fındık, ceviz vb) tüketin. Kırmızı eti sınırlayın.” ifadesi yer almaktadır.
Tavuk Etinin Protein Kaynağı Olarak Çocuk Beslenmesindeki Değeri Nedir?
Çocuklar için, yaşamlarının başlangıcında tüm besin öğelerini sağlayan tek besin anne sütüdür. Sonrasında optimal gelişim, sağlık ve hastalıktan kaçınma için hayat boyu değişen miktarlarda besine ihtiyaç duyulur. Bu besinlerden en önemlilerinden biri proteindir.
Vücudun en küçük parçası olan yaşayan hücrenin yapısı protein, bunun da yapı taşı amino asitlerdir. Büyüme; hücrelerin çoğalması demek olduğuna göre protein büyüme için elzemdir. Vücudun bütün hücrelerinin büyük bir bölümü proteinlerden yapılmıştır ve bu hücreler sürekli olarak değişip yenilenir. Bu nedenle vücuttan sürekli olarak belirli miktarda protein dışarı atılır. Bu bakımdan vücudun enerji deposu anlamında bir protein deposu yoktur. Sadece kısa süreli yetersizlikleri giderebilecek az miktarda yedek protein vücutta saklanabilir. Eğer vücut protein alamazsa, yıkılan hücreler yenilenemez. Vücut proteinlerinin oluşumu için kaynak, besinlerin bileşiminde bulunan proteinlerdir. Vücudun karbonhidrat veya yağdan proteini yapması mümkün olmadığından dışarıdan protein alması zorunludur.
Proteinler büyük moleküllerdir. Amino asitlerden oluşurlar. Amino asitler vücut dokularının yapı taşlarıdır. İnsan vücudu bazı amino asitleri yapamadığı gibi, amino asitleri birinden diğerine çevirebilmekte sınırlı bir yeteneğe sahiptir. Vücudun diğer amino asitleri kullanarak yapamadığı, dışarıdan gıdalarla alınmak zorunda olan bazı amino asitler vardır. Sayıları yetişkinler için 8, çocuklar için 10 olarak kabul edilen bu amino asitlere “elzem-esansiyel-amino asitler” adı verilmektedir.
Genellikle hayvansal besinlerde bulunan proteinlerin elzem amino asit bileşimleri vücut gereksinmesine uygundur. Elzem amino asitleri uygun oranda olan proteinler sindirim sisteminde fazla kayba uğramadan vücuda alınırlar ve amino asitlerin hepsi bir arada bulundukları için bu amino asitlerin birleşerek vücut proteini haline gelmeleri daha kolay ve hızlı olur.
Et, tavuk, balık, süt ve ürünlerinden alınan proteinin çoğunluğu da vücut proteinine dönüşebilmektedir. Bunlar iyi kalitede protein kaynakları sayılırlar. Bu etlerin içerdiği proteinin çoğunluğu vücut proteinine dönüşebilmektedir ve sindirilebilirliği % 91-100’dür. Bu nedenle bu etlerin proteini iyi kaliteli protein kaynağı olarak nitelendirilmektedir. Büyüme çağında protein gereksinimi yüksektir. Vücut dokularının büyümesi sürekli protein sentezini gerektirdiğinden, büyüme çağında, vücut dokusuna en hızlı çevrilebilen kaliteli proteinin sağlanması zorunludur. Bu nedenle çocuk beslenmesinde tavuk eti gibi iyi kaliteli protein kaynakları önemli bir yer tutar.
Yetişkinlerin Beslenme Alışkanlıklarında Beyaz Etin Olmasının Önemi Nedir?
Günümüzde diyete bağlı kronik hastalıkların; ölümlerin %60’ında, hastalıkların % 46’sında temel neden olduğu belirtilmektedir. 2020 yılında gelişmekte olan ülkelerde görülecek toplam ölümlerin %71’ inin iskemik kalp hastalıkları, %75’ inin inme, %70’ inin diyabet nedeniyle olacağı öngörülmektedir. Dünyada yetişkin bireylerin 1 milyarı hafif şişman, 300 milyon’u klinik olarak şişmandır. Dünyada şu anda 150 milyon diyabetli vardır ve bu sayının 2025 yılında iki katına çıkması beklenmektedir. Adölesan ve gençlerde tip 2 diyabet prevelansı yükselmektedir. Diyabetli olan bireylerde ölüm riski sağlıklı bireylere kıyasla 1,5-2,5 kez daha fazladır.
Dünyada görülen toplam ölümlerin (15,3 milyon) üçte biri kardiyovasküler hastalıklar sonucu görülmektedir.
Prematür koroner kalp hastalıklarının %80’ inin nedenini; sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, sigara kullanımı oluşturmaktadır.
Kolesterol; ateroskleroz oluşumunda anahtar bileşendir. Yüksek kolesterol iskemik kalp hastalıkları, iskemik inme ve diğer vasküler hastalıklar riskini artırmaktadır. Global serebrovasküler hastalıkların ine, global iskemik kalp hastalıklarının %56 sına yüksek kolesterol neden olmaktadır. Toplam olarak dünya çapındaki ölümlerin % 7,9 u (4,4 milyon) yüksek kolesterol’den kaynaklanmaktadır. Kanser olgularının 2000-2020 yılları arasında gelişmekte olan ülkelerde % 73, gelişmiş olan ülkelerde ise %29 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Kanser olgularının gelişmekte olan ülkelerde % 30 u, gelişmiş olan ülkelerde ise %20 si diyete bağlı oluşmaktadır. Bu nedenlerle Aterosklerozdan korunmak, gelişimini durdurmak, tıbbi ve cerrahi tedavinin etkinliğini artırmak ve hastalığın tekrarını önlemek için bireyin beslenmesine ve yaşam biçimine dikkat etmesi gerekmektedir. Bunun için yağ, doymuş yağ, kolesterol tüketimini azaltmak, tam yağlı süt, yoğurt ve peynir ile kırmızı et ve ürünleri, derili tavuk eti ve sakatatları diyette sınırlamak, tam yağlı süt ürünleri yerine, yağı azaltılmış veya yağsız süt ürünlerini, yağlı etler yerine yağsız ya da yağı az olanları tercih etmek, bu nedenle özellikle kırmızı et yerine yağı ve doymuş yağı az derisiz tavuk, hindi etlerini ve her türlü balık eti tüketmek gerekir.